Bilindiği gibi, Süleymân Aleyhisselâm, saltanatının büyüklüğü ve tasarrufunun vüs'ati ile meşhûr olmuştur.
"Yâ Rab! Bana mağfiret et ve bana öyle bir mülk bağışla ki ardımdan kimseye yaraşmasın, şübhesiz sensin bütün dilekleri veren Vehhâb dedi" meâlindeki
Bismillahirrahmanirrahîm
"قَالَ رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَهَبْ ل۪ي مُلْكًا لَا يَنْبَغ۪ي لِاَحَدٍ مِنْ بَعْد۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ
Kâle rabbiğfirlî ve heblî mülken lâ yenbegî li ehadin min ba’dî, inneke entel vehhâb" âyet-i kerîmesi, O'na verilen mülkün başka hiç bir kula nasîb olmadığına delîl olarak gösterilmiştir.
Süleymân Aleyhisselâmın bu duâsında mühim bir nükte vardır. Süleymân Peygamber, "Allahım bana öyle bir mülk ver ki benden sonra kimseye öyle bir mülk nasîb olmasın" diye duâ etmişdi, nitekim O'ndan sonra hiç bir pâdişâha onunki gibi bir saltanat ve hükümrânlık nasîb olmadı. Hiç bir sultân da, O'nun sâhib olduğu izzete ve kuvvete sâhib olamadı.
Süleymân Aleyhisselâmın "Benden sonra kimseye böyle bir mülk verme" diye duâ etmesinin hikmeti, dünyâ mülkünün ve saltanatın insanı Hakk yolundan çıkaran büyük bir fitne olmasındandır.
Dünyâ saltanatı öyle tehlikeli bir fitnedir ki, sâdece sâhibini yoldan çıkarmakla kalmaz, büyük bir kuvvet ve kudrete sâhib olduğu için azgınlaşan mütekebbir bir zâlim, milyonlarca insanın felâketine de sebeb olur.
Nitekim târihde misâlleri pek çokdur. Üstelik bu zâlimlerin hiçbiri Süleymân Peygamberin sâhib olduğu kuvvetin yüzde birine bile sâhib olamadıkları halde.
Zulm ile doldu dünyâ yokdur huzûra imkân
Ma'mûr olan yerleri zâlimler etdi vîrân
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder